10 Şubat 2011 Perşembe

ÇÜRÜMEYEN ŞEHİDİMİZİN SIRRI...

1971’de Karayolları Genel Müdürlüğü İstanbul’un çevre yolları inşaatını yaparken Edirnekapı Şehitliği’nin ön kısmında yolun geçeceği yerlerdeki mezarlıkların nakledilmesi düşünülmüştür




Bu inşaat çalışmalarına katılan ve o yıllarda Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü 1. Grup Şefliği’nde İnşaat Sürveyanı olan Kütahya Emet’ten Ahmet Yenel başından geçenleri şöyle anlatmaktadır:




“Çevre yolu ve tünelinin geçiş yapacağı istikamette Edirnekapı Mezarlığı bulunmakta ne tevafuk ki Çanakkale şehitlerinin gömülü kısmı da tam yolumuzun üzerinde; mecburen mezarları açıp şimdi ki şehitliğe nakledeceğiz.





Bir gün ölüler arasında elbise ve vücudu nokta kadar bozulmamış bir subay çıktı karşımıza. Tam uykuya dalmış bir kişi; pantolonunun iki yanında kırmızı dikişi vardı.




Gözleri yumuk sanki bize gülüyordu. Öyle bir hali vardı ki; benim canım yok olmadı öbür dünyada bile olsa ben böyleyim der gibiydi. Olay Cuma gününe denk gelmişti.





Aynen elbiseleri ile tabuta yerleştirip camiye götürdük. Namazını kılarak tekrardan bu günkü yerine diğerlerinden ayrı olarak gömdük.”





İncelemeler sonrasında bu şehidin isminin Mülazım Yusuf olduğu tespit edilmiştir. Ama mezar taşına ismi yazılmamıştır.





Bir gün yolunuz Edirnekapı’ya düşerse mezarlığa muhakkak uğrayın. Bugün onun mezar taşının üzerinde kısa da olsa bu hadise anlatılmaktadır.. Taşın üzerinde şöyle yazılıdır:




“1971 yılında şehitlikteki tünel inşaatının yapımı esnasındaki kazılarda meçhul asker elbiseleriyle birlikte bütün olarak bozulmadan bulunmuştur ve buraya bulunduğu şekliyle defnedilmiştir. Ruhu şad olsun.”